2 Şubat 2015 Pazartesi

Kardeşimin Hikayesi

Uzun bir suredir ara verdiğim okuma yolculuguma yeniden basladim.
Okuma yolculugu, evet.
Çünkü bir duraktan bir bilet kesip kendine bir kitabın arka yüzünde, varacağın noktanın her sayfada bir netlesip bir belirsizlestigi koltukta oturuyorsun.
Sonra camdan bir kendini, bir geçmişini, bir düşlerini izliyorsun.
Sonra belki karakterlerden birisi oluyorsun. Sonra karakterlerden birine bildigin birinin yüzünü takıp, belki ona karşı duruyorsun.
Sonra yol uzuyor. Kelimelerden ağaçlara takılıyor gözlerin, kelimelerden oluşmuş kentlerden geçiyorsun gecenin kaçında. Cama yaslayıp başını, kelimelerden ışıklara dalıyorsun.
Sonra sabah oluyor. Gunesin ışıkları perdeden kaçıp gözlerini buluyor. Kitap bitiyor. Bir durakta iniyorsun. Kelimeler doldurmuş zihnini, şimdi artık daha çoksun. Şimdi bu durakta daha çokken dünyayı izliyorsun.
Sonra eline yeni bir kitap alıp, biniyorsun. "Hadi" diyorsun "yeni dünyalar bulmaya çıkalım!"

Kardeşimin Hikayesi bitti. Okuduğum diger Livaneli kitaplarını biraz ozletti. Ama tabii ki bütün  hikaye en az onlar kadar sürükleyiciydi. Bir son kestiriyor insan başladığında bile ama fazladan bir sonla daha karşılaşınca kitabı kapatırken içinden geçiriyor insan "işte şimdi okuduğuma değdi!"

Kitabın en keyifli yanı yazarın başka bir sürü güzel esere gönderdiği selamlar oldu. Eminim bilmeden kaçırdığım göndermeler olmuştur,  belki ilerde bir gün o selamları yakalamak için yeniden okumak keyifli olur.

Ve de elbette bundan sonra keyifli gelecek bir başka şey ise kitapta geçen şu güzel şarkı olur!


 http://youtu.be/2uj4pUD7YwI 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder